Kapadokya Üniversitesi tarafından Ahmet Yesevi Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü destekleriyle uluslararası katılımlı Orta Asya ve Kafkasya’da Su ve Enerji Çalıştayı (Water and Energy Nexus in Central Asia and the Caucasus) düzenlendi. Çalıştayda, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Kafkasya ve Avrupa bölgeleri ile Orta Asya’yı ilgilendiren sınır aşan sular, su yönetimi, enerji ve çevre konuları derinlemesine tartışıldı.
Çalıştayda açış konuşmasını Kapadokya Üniversitesi Rektörü adına Beşeri Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Sinan Akıllı gerçekleştirdi. Akıllı, konuşmasında su ve çevre konularının önemine değinerek bu alanda yapılması gereken disiplinlerarası çalışmalara değindi ve Kapadokya Üniversitesinde kurulan Çevreci ve Beşerî Bilimler Uygulama ve Araştırma Merkezinin bu alanda yürütmeyi planladığı faaliyetlerden örnekler verdi.
Çalıştayın ilk oturumunda Orta Asya bölgesine ağırlık verildi. Çalıştaya Almatı’dan katılan Ahmet Yesevi Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Vakur Sümer, Orta Asya’daki sınır aşan suların yönetimi konularındaki siyasi ve iktisadi sorunlara değindi ve yakın tarihin en büyük çevre felaketlerinden olan Aral Gölü’nün kuruması konusuna vurgu yaptı. Aral Gölü’nün kurtarılması için yoğun yatırım ve güçlü siyasi iradeye gereksinim olduğunu vurgulayan Sümer, bölgede eski sulama uygulamalarından vazgeçilmesi gerektiğini ifade etti. Bölgede yenilenebilir enerjinin su konusunda iş birliği için katalizör vazifesi görebileceğini, ancak bununla birlikte daha verimli sulama tekniklerinin kullanılmasının ve bölge ekonomilerinin çeşitlendirilmesinin de önemli olduğunu söyleyen Sümer, iktisadi, siyasi ve hukuki alanlarda düzenlemelerin gerekliliğine dikkat çekti.
Kazak-Alman Üniversitesinden Çalıştaya katılan Alexey Kobzev, Orta Asya’da su-enerji ilişkisi yaklaşımının sektörler arası ve bölgesel iş birliğine yapabileceği katkıdan bahsetti. Kobzev, su-enerji ilişkisi yaklaşımının eğitim yoluyla nasıl yaygınlaştırılabileceğine ve bu yaklaşımın bölgenin iktisadi ve beşeri gelişimine nasıl katkıda bulunabileceğine dair güncel örnekler verdi. Kobzev, bu alanda gerçekleştirilen projelerin yaygınlaştırılmasının ve kurumlar arası iş birliği ile veri üretimi ve paylaşımının geliştirilmesinin önemine vurgu yaptı.
Orta Asya Bölgesel Çevre Merkezi (CAREC) uzmanı Ludmila Kiktenko, Çalıştaya video konferans yoluyla bağlanarak CAREC tarafından Orta Asya’da su ve enerji ilişkisi bağlamında yürütülen projeleri tanıttı. Kiktenko, Avrupa Birliği tarafından desteklenen projeler ile ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde yürütülen başarılı projelerden örnekler sundu. Kiktenko, projeler sayesinde bölgesel düzeyde olmasa da ulusal düzeyde kayda değer ilerlemeler kaydedildiğini, ilerleyen dönemde bölgesel bağlamda su ve enerji konularında bütüncül yaklaşımları içeren çözüm ortaklıklarının ve iş birliklerinin sayısının artacağını ifade etti.
Çalıştayın ikinci oturumunda ise Kafkasya bölgesi ele alındı. TBMM Başkan Danışmanı Cemalettin Tüney, Türkiye’de elektrik enerjisi üretimi ve kullanımını, barajlardan üretilen enerjinin ve yenilenebilir enerjinin Türkiye ekonomisi için önemini özetleyen bir sunum gerçekleştirdi. Tüney, Türkiye’de enerji sektörü ve hidroelektrik enerji alanında yaşanan kurumsal ve siyasi gelişmeleri tarihi ve hukuki bir bakış açısıyla değerlendirdi. 2000’li yıllardan sonra Türkiye’nin elektrik piyasası açısından daha liberal bir döneme girdiğini vurgulayan Tüney, son yıllarda özel sektörün katılımıyla sayıları hızla artan hidroelektrik santrallerle ilgili hukuki düzenlemelerden ve bunların siyasi ve iktisadi etkilerinden bahsetti.
Kapadokya Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Dr. Halil Burak Sakal, Türkiye’nin Avrupa’daki komşuları ile gerçekleştirdiği elektrik ticaretinden ve Türkiye’nin Avrupalı komşuları ile paylaştığı sınır aşan nehir havzalarından bahsetti. Sakal, Türkiye’nin sınır aşan sularla ilgili yaşadığı sıkıntıları tarihsel ve uluslararası hukuk bağlamında değerlendirdi ve Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecinde AB düzenlemelerinin ve AB Su Direktifi’nin önemine vurgu yaptı. Türkiye’nin AB ülkeleri ile gerçekleştirdiği elektrik ticaretinin AB üyesi olmayan Avrupa ülkelerine kıyasla daha yüksek olduğunu, bunun sebebinin ise Türkiye’nin 2016 yılında dahil olduğu ENTSO-E sistemi olduğunu ifade eden Sakal, Türkiye’nin Gürcistan, İran, Ermenistan gibi ülkeler ile de yüksek elektrik ticaret hacmine ulaşmasının havza temelli su ve çevre konularında bölgesel iş birliğine olumlu katkı yapacağını belirtti.
Orta Doğu Teknik Üniversitesinden Mayıs Kurt, Türkiye’nin Meriç havzasında Bulgaristan ile yaşadığı sınır aşan sular konusunun önemine vurgu yaptı. Kurt, Arda Nehri üzerindeki barajların sele yol açtığını ve bu sorunun Bulgaristan tarafına defalarca iletilmesine rağmen bir sonuç alınamadığını ifade etti. Kurt, bu alanda yapılan Edirne Kanalı projesine değinerek projenin güçlü ve zayıf yönlerini değerlendirdi. Kurt, Türkiye ile Bulgaristan arasında enerji ticaretinin yanında, tarımsal ürün ticaretinin hacminin de artırılmasının bölgesel sınır aşan sular konularının çözümüne olumlu katkı yapabileceğini ifade etti.
Çalıştayın üçüncü oturumunda Kafkasya ve Orta Asya bölgelerindeki su ve enerji politikaları karşılaştırmalı olarak ele alındı. Orta Doğu Teknik Üniversitesinden Selçuk Sunay, Kazakistan ve Azerbaycan’ın sınır aşan sular ve nehir havzası politikalarını değerlendirdi. Sunay, Kazakistan’da 2003 yılında yenilenen su yasalarının bazı açılardan hala net olmayan taraflarının bulunduğuna vurgu yaparak, ülkede su kullanımının etkinliğinin ve verimliliğinin artırılması gerektiğine dikkat çekti. Azerbaycan’ın su politikalarında ve yasal düzenlemelerinde de benzer bir durum olduğunu ifade eden Sunay, ülkenin Kura Nehri’nin sularına yüzde 70 oranında bağımlı olmasının iktisadi ve siyasi sonuçlarına değindi.
SESRIC’ten Çalıştaya katılan Davron Ishnazarov, bölgedeki ekolojik duruma, Orta Asya’nın hidroelektrik enerji potansiyeline, su kullanımının etkinliğine ve bu konulardaki hukuki çerçeveye değindi. Ishnazarov ayrıca Orta Asya’da su-enerji-gıda ilişkisini temel alan bir sistemin Sovyetler Birliği zamanında kurulduğuna, ancak Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra bu sistemin işlemez hale geldiğine vurgu yaptı. Özbekistan’da bugün üretilen pamuğun Sovyet döneminde üretilen pamuğa göre yarı yarıya daha az su tükettiğini ifade eden Ishnazarov, Özbekistan tarafından izlenen su ve enerji alanlarında kendi kendine yetme politikasının bölgesel su sorununa yaptığı katkıya değindi. Ishnazarov, bölgede su ve enerji konusunda iş birliğinin artırılması için ülkelerin bilgi paylaşımının, hukuki düzenlemelerin ve enerji alanında kapsamlı bir yaklaşımın önemine vurgu yaptı.
3 oturumdan oluşan çalıştay, Dr. Halil Burak Sakal’ın kapanış konuşmasının ardından sona erdi.